TCK 89 Taksirle Yaralama
TCK 89 taksirle yaralama suçu düzenlemiştir. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 89. maddesi beş fıkradan oluşmakta olup aşağıdaki şekilde hüküm altına alınmıştır:
(1) Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
- a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
- b) Vücudunda kemik kırılmasına,
- c) Konuşmasında sürekli zorluğa,
- d) Yüzünde sabit ize,
- e) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
- f) Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, yarısı oranında artırılır.
(3) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
- a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
- b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
- c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
- d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
- e) Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine,
Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, bir kat artırılır.
(4) Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması halinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(5) (Değişik: 6/12/2006 – 5560/5 md.) Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Ancak, birinci fıkra kapsamına giren yaralama hariç, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikâyet aranmaz.
TCK 89 Taksirle Yaralama Suçu Hakkında Kısa Bir Yorum
TCK 89 taksirle yaralama suçunun işlenmesi halinde verilecek olan ceza hüküm altına almıştır. Taksirle yaralama suçu 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunun “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı ikinci kısmın ikinci bölümünde “Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar” başlığı altında kendine yer bulmuştur.
Taksirle yaralama, yaralama fiilinin kasıt olmaksızın işlenmesidir. Bu durumda faile verilecek olan ceza kasten yaralamadan daha hafif olacaktır. Taksirle yaralama, yaralama suçunun istemeyerek, öngöremeyerek işlenmesidir. Suçun nitelikli hallerinden birinin işlenmesi durumunda faile verilecek olan ceza artırılacaktır. Yine taksirli davranış dolasıyla birden fazla kişi yaralanmış ise ceza artırılacaktır.
Taksirle yaralama suçu şikayete tabi suçlardandır. Şikayet olmaksızın savcılık resen harekete geçerek fail hakkında soruşturma başlatamayacaktır. Mağdurun şikayet süresi faili ve fiili öğrenmeden itibaren başlar. Bu andan itibaren altı ay içerisinde ilgili Cumhuriyet Savcılığına giderek şikayette bulunmalıdır. Şikayeti alan savcılık derhal şüpheli hakkında soruşturma başlatır. Soruşturma neticesinde yeterli delile ulaşılırsa iddianame düzenleyerek görevli mahkemeye gönderir. Görevli mahkemenin iddianameyi kabul etmesiyle beraber kovuşturma aşamasına geçilir.
Mağdur şikayetini soruşturma aşamasında geri alırsa ilgili savcılık tarafından soruşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verilir. Dava açıldıktan, kovuşturma aşamasına geçildikten sonra mağdurun şikayetini geri alması halinde yargılamaya devam edilemeyecek mahkeme tarafından davanın düşmesine karar verilecektir. Mağdur şikayetini geri alması halinde aynı suç ve aynı fail hakkında tekrardan şikayetçi olamayacaktır. Bilinçli taksirde ise ilgili maddenin birinci fıkrasında belirtilen hal hariç şikayet aranmayacak, resen soruşturma ve kovuşturma yapılabilecektir.
Failin suç fiilini işlediği sabit görülürse mahkeme tarafından üç aydan bir yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası verilebilecektir. Faile iki yıl veya daha az hapis cezası verilmesi ve failin de rızası olması halinde mahkeme tarafından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecektir. Failin rızası olmadan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmişse, bu karara karşı üst yargı merciine başvuru yapılabilir.
TCK 89 Yargıtay Kararı
Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2020/1050 E., 2021/5590 K. 07.07.2021 tarihli kararında aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur:
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 89/5. maddesinde yer alan, “Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Ancak, birinci fıkra kapsamına giren yaralama hariç, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikâyet aranmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında, somut olayda beşinci fıkra kapsamına girecek şekilde bilinçli taksir halinin gerçekleşmediği, adli raporlar incelendiğinde, yüzünde sabit iz meydana gelecek şekilde yaralanan müştekinin olay günü hastaneye kaldırılıp 14.08.2009 tarihinde taburcu edildiği, müştekinin 09.08.2009 tarihli eylem
nedeniyle 24.02.2010 tarihinde 6 aylık süre geçtikten sonra şikayette bulunması nedeniyle kamu davasına katılma ve hükmü temyiz hakkı bulunmadığından, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca müştekinin temyiz isteminin isteme aykırı olarak REDDİNE..