TCK 115 İnanç Düşünce ve Kanaat Hürriyetinin Kullanılmasını Engelleme
TCK 115 inanç düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engellenmesi suçunu düzenlemiştir. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 115. maddesi iki fıkradan oluşmakta olup aşağıdaki şekilde hüküm altına alınmıştır:
(1) Cebir veya tehdit kullanarak, bir kimseyi dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya veya değiştirmeye zorlayan ya da bunları açıklamaktan, yaymaktan meneden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) (Değişik: 2/3/2014-6529/14 md.) Dini inancın gereğinin yerine getirilmesinin veya dini ibadet veya ayinlerin bireysel ya da toplu olarak yapılmasının, cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla engellenmesi hâlinde, fail hakkında birinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.
(3) (Ek: 2/3/2014-6529/14 md.) Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir kimsenin inanç, düşünce veya kanaatlerinden kaynaklanan yaşam tarzına ilişkin tercihlerine müdahale eden veya bunları değiştirmeye zorlayan kişiye birinci fıkra hükmüne göre ceza verilir.
TCK 115 İnanç Düşünce ve Kanaat Hürriyetinin Kullanılmasını Engellenmesi Suçu Hakkında Kısa Bir Yorum
TCK 115 inanç düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engellenmesi suçunu hüküm altına almıştır. İnanç düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engellenmesi suçu 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunun “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı ikinci kısmın yedinci bölümünde “Hürriyete Karşı Suçlar” başlığı altında kendine yer bulmuştur.
İnanç düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engellenmesi suçunun işlenmesi halinde faile bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilecektir. İnanç düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engellenmesi suçu seçimlik hareketli suçlardan biridir.
Aşağıda belirtilen hususlardan birine cebir veya tehdit ile sebebiyet veren kişi işbu suçun faili olacaktır:
- Bir kişiyi dini inancını, siyasi görüşünü, felsefi inancını, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlama,
- Bir kişinin dini inancını, siyasi görüşünü, felsefi inancını, düşüncü ve kanaatlerini değiştirmeye zorlama,
- Bir kişinin dini inancını, siyasi görüşünü, felsefi inancını, düşünce ve kanaatlerini açıklamaktan ve yaymaktan men etme,
- Dini inancı, ibadeti, ayinleri engelleme,
- Bir kişinin inanç, düşünce ve kanaatlerinden doğan yaşam şekline müdahale etme veya değiştirmeye zorlama.
İnanç düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engellenmesi suçu şikayete tabi suçlardan değildir. Şikayet olmaksızın savcılık resen harekete geçerek fail hakkında soruşturma başlatabilecektir. Cumhuriyet Savcısı yapmış olduğu soruşturma neticesinde yeterli delile ulaşılırsa iddianame düzenleyerek görevli mahkemeye gönderir. Görevli mahkemenin iddianameyi kabul etmesiyle beraber kovuşturma aşamasına geçilir.
İnanç düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engellenmesi suçunu işleyen faile iki yıl veya daha az hapis cezası verilmesi ve failin de rızası olması halinde mahkeme tarafından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecektir. Failin rızası olmadan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmişse, bu karara karşı üst yargı merciine başvuru yapılabilir.
Sanığa iki yıldan az hapis cezası verilmesi halinde hapis cezası ertelenebilir. Hapis cezasının ertelenebilmesi için gereken diğer şartlar ise şunlardır:
- Kasıtlı bir suçtan dolayı sanığın daha önceden üç aydan fazla bir hapis cezası almamış olması,
- Mevcut suçun yargılaması esnasında sanığın hal ve hareketlerinden bir daha suç işlemeyeceğine mahkeme tarafından kanaat getirilmiş olması.
İnanç düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engellenmesi suçunun işlenmesi ve şartların varlığı halinde failin cezasının ertelenmesine karar verilebilir.
TCK 115 Yargıtay Kararı
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2019/6675 E., 2021/29548 K. 20.12.2021 tarihli kararında aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur:
Sanıklara yükletilen inanç düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezaların kanuni bağlamda uygulandığı,Anlaşıldığından, sanıklar …, … ve …’un temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden, tebliğnameye aykırı olarak TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA..