TCK 132 Haberleşmenin Gizliliğinin İhlali
TCK 132 haberleşmenin gizliliğinin ihlali suçunu düzenlemiştir. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 132. maddesi üç fıkradan oluşmakta olup aşağıdaki şekilde hüküm altına alınmıştır:
(1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, verilecek ceza bir kat artırılır.
(2) Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Ek cümle: 2/7/2012-6352/79 md.) İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.
TCK 132 Haberleşmenin Gizliliğinin İhlali Suçu Hakkında Kısa Bir Yorum
TCK 132 haberleşmenin gizliliğinin ihlali suçunu hüküm altına almıştır. Haberleşmenin gizliliğinin ihlali suçu 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunun “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı ikinci kısmın dokuzuncu bölümünde “Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar” başlığı altında kendine yer bulmuştur.
Haberleşmenin gizliliğinin ihlali suçunun temel halini işleyen kişiye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir. Haberleşmeye konu içeriğin kaydedilmesi suretiyle suçun işlenmesi halinde faile verilecek olan ceza bir kat artırılacaktır. Kişiler arasındaki haberleşmeye ait bilgileri ifşa edilmesi halinde ise faile verilecek olan hapis cezası iki yıldan beş yıla kadar olacaktır.
Haberleşmenin gizliliğinin ihlali suçu şikayete tabi suçlardandır. Şikayet olmaksızın savcılık resen harekete geçerek fail hakkında soruşturma başlatamayacaktır. Mağdurun şikayet süresi faili ve fiili öğrenmeden itibaren başlar. Bu andan itibaren altı ay içerisinde ilgili Cumhuriyet Savcılığına giderek şikayette bulunmalıdır. Şikayeti alan savcılık derhal şüpheli hakkında soruşturma başlatır. Soruşturma neticesinde yeterli delile ulaşılırsa iddianame düzenleyerek görevli mahkemeye gönderir. Görevli mahkemenin iddianameyi kabul etmesiyle beraber kovuşturma aşamasına geçilir.
Mağdur şikayetini soruşturma aşamasında geri alırsa ilgili savcılık tarafından soruşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verilir. Dava açıldıktan, kovuşturma aşamasına geçildikten sonra mağdurun şikayetini geri alması halinde yargılamaya devam edilemeyecek mahkeme tarafından davanın düşmesine karar verilecektir. Mağdur şikayetini geri alması halinde aynı suç ve aynı fail hakkında tekrardan şikayetçi olamayacaktır.
Faile iki yıl veya daha az hapis cezası verilmesi ve failin de rızası olması halinde mahkeme tarafından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecektir. Failin rızası olmadan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmişse, bu karara karşı üst yargı merciine başvuru yapılabilir.
Sanığa iki yıldan az hapis cezası verilmesi halinde hapis cezası ertelenebilir. Hapis cezasının ertelenebilmesi için gereken diğer şartlar ise şunlardır:
- Kasıtlı bir suçtan dolayı sanığın daha önceden üç aydan fazla bir hapis cezası almamış olması,
- Mevcut suçun yargılaması esnasında sanığın hal ve hareketlerinden bir daha suç işlemeyeceğine mahkeme tarafından kanaat getirilmiş olması.
Haberleşmenin engellenmesi suçunun işlenmesi ve şartların varlığı halinde failin cezasının ertelenmesine karar verilebilir.
TCK 132 Yargıtay Kararı
Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2013/13020 E., 2014/3724 K. 17.02.2014 tarihli kararın aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur:
Sanığın eyleminin eyleminin TCK’nın 132/1-1. cümlesinde düzenlenen haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilebileceği, ancak, kişinin, bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda, örneğin; kendisine karşı işlenmekte olan (cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira veya şantaj gibi) bir suç söz konusu olduğunda ya da kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için,
kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleyip, yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla, saldırıyı gerçekleştiren tarafın bilgisi ve rızası dışında, özel hayata ait bilgileri okuma, konuşma ve haberleşme içeriklerini veya özel hayata ilişkin ses ve görüntüleri dinleme, izleme ya da kaydetme, kişisel verileri kaydetme, ele geçirme ve yayma eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu kabul etmek mümkün olmadığı gibi, esasen bu hallerde, kişinin hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket ettiğinden de söz edilemeyeceği gözetildiğinde, bahse konu
konuşmaları içeren dökümleri, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın tehdit iddiasını ispatlama amacını taşıyan eylemlerinde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket etmediği anlaşılmakla,
Yapılan yargılama sonunda, sanığa yüklenen fiilin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin sübuta ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA..